14 Temmuz 2018 Cumartesi

Bayramı Adriyatik’in en güzel sahil şeridinde geçirin!



18 - 25 Ağustos 2018

Önümüzdeki uzun bayram tatilinde yeşile doyacağınız bir rota çizin; UNESCO Dünya Mirasları ile dolu olan Hırvatistan - Bosna Hersek programımızda, Adriyatik’in en güzel sahil şeridine ve kültür mozaiğine sahip diyarlarda bir yolculuğa çıkın.


Savaşın yaralarını kapatan Saraybosna, bir Anadolu kasabasını andıran Mostar, klasik Osmanlı mimarisiyle Poçitel, dünyanın en iyi korunmuş kale-kentlerinden Dubrovnik, İmparator Diocletianus’un emekliliği için yaptırdığı, Roma dünyasının en iyi korunmuş sarayıyla ünlü Split, Dalmaçya kıyısının mücevheri Trogir, Rönesans Hırvatistan’ında çok önemli bir konuma sahip Šibenik, parke taşlı sokakları ve bu sokakları süsleyen Venedik tarzı evleriyle Zadar, olağanüstü flora ve faunasını nefes kesen şelalelerin tamamladığı sahip Plitvice Gölleri Ulusal Parkı, Hırvatistan’ın en uzun sahil şeridine sahip tatil beldesi Opatiya, geniş meşe ve çam ağaçlarının süslediği kireç taşı platosu, çok zengin zeytin ağaçlıkları ve şarap bağları, tahıl ve sebze ekiminin yapıldığı İstria Yarımadası, birbirine sarılmış ortaçağ evleri ile bir tepenin üzerine konmuş gibi duran Rovinj, modern yapıların Roma kalıntılarıyla yan yana yaşadığı Pula, Doğu ile Batı Avrupa’yı birleştiren başkent Zagreb

Bayramda dolu dolu bir Balkan gezisi sizi bekliyor.


Fiyata dahil olan hizmetler:
  • Türk Hava Yolları ile İstanbul - Saraybosna / Zagreb - İstanbul ekonomi sınıfı uçak bileti,
  • Dış hat havalimanı vergileri ve harçları (şu an 135 Euro’dur, kesin vergi tutarı bilet kesim aşamasında belirlenecek ve artış olması halinde misafirlere yansıtılacaktır),
  • Bilet işlem bedeli,
  • Havalimanı - otel - havalimanı transferleri,
  • Belirtilen şehirlerde toplam 7 gece kahvaltı dahil konaklama,
  • 1 öğle yemeği,
  • 4 akşam yemeği,
  • Programda belirtilen tüm geziler,
  • Tüm müze, ulusal park ve ören yeri girişleri,
  • FEST Travel özel “Hırvatistan, Dalmaçya Kıyıları, Mostar ve Saraybosna” gezi kitabı,
  • FEST Travel uzman rehberlik hizmeti,
  • Tüm bahşişler (gezi lideri ve şoförü için bahşiş toplanmıyor),
  • Yurtdışı çıkış harcı (₺15),
  • İptal ve sağlık teminatlı Yurtdışı Seyahat Sağlık Sigortası,
  • Karbon Ayak İzi (KAİ) Orman Projesi’ne sizin için yapılacak bağış,
  • KDV.

FEST Travel | PR
0850 622 3378

Dr. Kerem Kınık’tan Kızılay Şehidi Serhat Önder’e duygu yüklü türkü!..

Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık,15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olan Kızılay Küçükesat Şube Başkanı Serhat Önder için yazdığı duygu yüklü türkü için klip çekildi. Klipte söz ve müziği kendine ait türküyü seslendiren Dr. Kınık, gönülleri fethetti.


Kızılay 15 Temmuz hain darbe girişiminde Ankara’da Genel Kurmay Başkanlığı önünde şehit olan Kızılay Küçükesat Şube Başkanı Şehit Serhat Önder anısına özel bir klip hazırladı. Klipte söz ve bestesi Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık’a ait “Serhat’ım” adlı türküyü aynı zamanda seslendiren Dr. Kınık’a Üsküplü ünlü sanatçı Mesut Kurtis de eşlik etti.

Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, “15 Temmuz darbe girişiminde, Türk milletinin cesur fertleri darbeye karşı direndi. Serhat kardeşimiz de bunlardan biriydi. O hem bir Kızılay gönüllüsüydü hem de milletinin onurlu bir ferdi olarak bu toprakları bize vatan kılmak için çalışan, çarpışan bir kardeşimizdi. Cenab-ı Hak'tan şehidimize rahmet diliyoruz. Bize düşen de böyle güzel faaliyetlerle onun anısını yaşatmaktır” dedi.

“Serhat’ım” isimli eser Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık tarafından bestelendi. Mesut Kurtis ve Dr. Kerem Kınık tarafından seslendirildi. Aranjörlüğünü Emre Moğulkoç yaptı. Eserin başındaki şiir Dursun Ali Erzincanlı tarafından yazıldı ve seslendirildi. İstanbul Beykoz kundura platosunda çekilen klibin yönetmenliğini Ekrem Aydın yaptı. Şarkının Türkçe ve İngilizce alt yazılı versiyonu da Youtube’dan dinlenebilecek.

Dr. Kınık’ın yaktığı türkünün sözleri şöyle:
Giriş Şiiri
Adım Serhat
Serhat, sınırları bekler ama ben vatanın tam ortasında tuttum nöbetimi.
Al bayrağın ilk dalgalandığı yerde bekledim.
Ben vatanıma vuruldum...
Ben vatanımda vuruldum...
Vuruldum ama düşmedim...
Yükseldim yıldızları da geçtim...
Vuruldum ama ölmedim...
Vuruldum ama gurbeti tam alnının ortasından vurdum...
Vuruldum ama size gurbet bırakmadım.
(Dursun Ali Erzincanlı)

Güfte:
Neresi gurbet sana neresi Serhat
Sılaya dönünce ettin mi rahat?
Gönlün pervaneymiş onu nârâ at
İmanınla şehit oldun Serhat’ım
Taşın Kabe yurdun Arş’tır Serhat’ım
Aytuğ’u, Hilâl’i Canan bilerek
Anayı babayı gönülleyerek
Vatana hasretim, döndüm diyerek
Ay yıldıza selam durdun Serhat’ım
İmanınla şehit oldun Serhat’ım
İhanet şeytanla gelmiş dediler
Vatan darda diye selâ verdiler
Sineni kurşuna siper ettiler
Selânı duyarak yettin Serhat'ım
Taşın Kabe, yurdun Arş’tır Serhat’ım
Vuruldun düştün ama ölmedin
Soğuk ama gülüyordu bedenin
Makbere koysak da fani cesedin
Taşın Kabe yurdun Arş’tır Serhat’ım
İmanınla şehit oldun Serhat’ım.
(Dr. Kerem Kınık)

Serhat Önder kimdir?
Kızılay’ın 15 Temmuz şehidi, Serhat Önder, 1977 Almanya doğumlu. Çocukları iyi eğitim görsün, ülkelerinde yetişsin diye Türkiye’ye kesin dönme kararı almasının ardından Ankara’ya yerleşti. Kızılay Bölge Başkanlığı görevini yürüttü. 15 Temmuz Darbe girişimi sırasında "darbe gerçekleşmesin diye uğraşacağız, kendimizi göstereceğiz" diyerek eşi ve çocuklarını da yanına alıp Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne giden Türk Kızılayı Küçükesat Şube Başkanı Serhat Önder, darbe girişiminin ilk saatlerinde Genelkurmay Başkanlığı önündeki gruba ateş açılması sonucu hayatını kaybetti. 41 yaşında şehit olan Önder, 2 çocuk sahibiydi.Kızılay’ın Demokrasi şehidi Serhat Önder’in anısına çekilen “Korkma Oğlum” adlı bir de belgesel filmi bulunuyor.

SILA’NIN HARBİYE MARATONU DEVAM EDİYOR


HARBİYE YİNE TIKLIM TIKLIM
SILA'DAN USTALARA ÖVGÜ DOLU SÖZLER

Kerki Production ve Solfej Organizasyon'un düzenlediği Sıla’nın 7 günlük Harbiye konser serisinin ikincisi dün akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde gerçekleşti. Sıla, biletleri günler öncesinden tükenen konserde Harbiye’yi dolduran yaklaşık 5000 hayranına yine unutulmaz bir gece yaşattı.

Konserde 10 yıllık kariyeri boyunca seslendirdiği sevilen şarkılarına yer veren Sıla, konser serisinin ikinci gününde de 3 saatten fazla kaldığı sahnede toplam 35 parça seslendirdi.

İKİNCİ GÜNE İKİ FARKLI KIYAFET
Harbiye’deki konser serilerinde kostümleri ile de dikkat çeken sanatçı, dün akşam Balmain ve Douze Studyo elbiseleriyle yine göz kamaştırdı.

ŞARKILARIMIN ÇOĞUNU AYRILIK KISMINDA YAZDIM
6 bölümden oluşan ‘On’dan Kalan’ konser serisini seyircilere anlatırken ‘Ayrılık’ kısmında büyük alkış alan Sıla, “Sizde mi en çok ayrılığı seviyorsunuz. Ben de şarkılarımın çoğunu ayrılık kısımlarında yazdım “dedi.

SEZEN AKSU'NUN DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLADI EDİP AKBAYRAM'I ALKIŞLATTI

Sıla, dün akşam 64’üncü yaşına giren Sezen Aksu’yu da unutmadı. Sıla, “ O bizim hayatımıza çok girdi, çok dokundu ona çok borcumuz var” diyerek Sezen Aksu’nun ‘Belalım’ şarkısını söyledi. Tüm şarkı boyunca Minik Serçe’nin fotoğraflarının yer aldığı Harbiye’deki dev barkovizyonda İyi ki doğdun Sezen Aksu yazısı yazılıydı. Konserin ikinci yarısına başlarken de yine Minik Serçe’yi unutmayan Sıla, “En az bir Sezen Aksu şarkısı dinlemeden ayrılık olmaz” dedi.

Sıla’yı Harbiye’deki ikinci gününde dinlemeye gelenler arasında ise Edip Akbayram, Tuba Büyüküstün, Umut Evirgen, Bade İşçil ve Dilan Çıtak da vardı.

Sıla’nın benim hayatımda çok önemli bir yere sahip olan Edip Akbayram da bu akşam burada demesi üzerine Harbiye’deki binlerce kişi ayağa kalkarak usta sanatçıyı alkışladı. Bunun üzerine Sıla “Tüylerim diken diken oldu” dedi.

Sıla, konserin son kısmında yoğun istek üzerine ‘Kafa nereye biz oraya’ şarkısı ile bis yaptı. Sevilen sanatçı, şarkının bir bölümünde ise kendi cep telefonuyla Harbiye’deki binlerce seyirciyi çekti.

HARBİYE’DE 5 GÜN DAHA SAHNE ALACAK

7 günlük Harbiye serisinin ilk iki gününü geride bırakan başarılı sanatçı, 14, 21,25,27,29 Temmuz tarihlerinde de Harbiye’de sevenleriyle buluşacak.

‘MÜSAADENİZLE BÜYÜKLER’ FİLMİNİN ÇOCUK OYUNCULARI BÜYÜKLERE TAŞ ÇIKARTIYOR!

Uluslararası film festivallerinden ödüllerle dönen Mezarcı filminin yönetmeni Talip Karamahmutoğlu’nun yeni çalışmasında başrol bu kez sokakta yaşayan köpeklerle çocukların olacak.

Filmde bekçi rolünü canlandıran Emre Altuğ ‘‘Müsaadenizle büyükler’ çocukların büyüklerle diyaloglarını ve ilişkilerini anlatan, çocuklara nasıl bakılması ve onların nasıl algılanması gerektiğini, hayatın nasıl algılanması gerektiğini, aynı zamanda çocuklarla hayvanlar ve insanlarla hayvanlar arasındaki ilişkiyi anlatan, sorumluluklarımızı gösteren, neler yapmamız ve nasıl davranmamız gerektiğini anlatan, son derece güzel çalışılmış ve hazırlanmış bir senaryo... Sokak köpeklerinikonu alan filmde eğitimli olmayan sokak hayvanları da yer alıyor ancak sokak hayvanları rolü oynadıkları için bu açıdan hiç zorluk çekmedik… Senaryonun en cazip ve vurucu tarafı sokak hayvanları ve çocukların konu edildiği bir senaryo olması. Film çocukların kendilerini bir birey olarak anlatması yani ailelerine ‘bizi birey olarak kabul edin’mesajını taşıyor”‘ dedi.

Senaryoyu altı ay boyunca Okay Karamahmutoğlu ile birlikte yazan ‘Müsaadenizle Büyükler’ filminin yönetmeni Talip Karamahmutoğlu, toplumun sokak hayvanlarına daha duyarlı yaklaşmasını amaçladığını açıkladı. Karamahmutoğlu’nun filminde,hayvanların da insanlar gibi eşit olan yaşama hakkını çocuklar bu defa Müsaadenizle Büyükler diyerek, anlatacak.

Yapımcılığı Halit Ziya Alptekin tarafından hayata geçecek olan filmde başrolde Emre Altuğ, Duygu Paracıkoğlu, Ümit Çırak, Atsız Karaduman, Rıza Sönmez, Haluk Yüksel, Hakan Eksen, Candan Arıcı, Kuzey Yücehan ve Serap Ağalar rol alacak. Çocuk oyuncu kadrosunda ise Enes Göçmen’inyanı sıra‘Çocuktan Al Haberi’ programıyla tanınan Efe Koçyiğit ile Tuana Coşkun, Deha Karan Üner, Bilge Karamahmutoğlu, Nehir Seymenoğlu, Toprak Atar, Alperen Efe Esmer,Alparslan Topoğlu görev alacak.

TRT Çocuk’ta yayınlanan Canım Kardeşim çizgi filminin müzisyeni Kenan Yılmaz, uluslararası ödül sahibi 11 yaşındaki lir sanatçısı Tuana Coşkun ile filmin müziklerini birlikte besteleyecek.
Aralık 2018’ de gösterime görmesi planlanan filmin çekimlerine 12 Temmuz Perşembe Günü, Sarıyer Zekeriyaköy’de start verildi.

22 Mayıs 2018 Salı

HyperX Üç Tane 2018 Red Dot Ödülü Kazandı


HyperX Oyuncu Ekipmanları, Oyunculara Yönelik Ürün Tasarımı Kategorisinde Red Dot Ödüllerini Topladı.

Kingston Technology Company Inc’in oyunculara yönelik bölümü olan HyperX, HyperX Cloud FlightTM kablosuz oyuncu kulaklığının, HyperX Pulsefire SurgeTM RGB oyuncu mouse’unun ve HyperXTM Alloy Elite RGB oyuncu klavyesinin, ürün tasarımı kategorisinde 2018 Red Dot ödülü kazandığını duyurdu. Bu ödüllerle HyperX, oyun sektöründe üst üste iki yıldır tasarım alanındaki liderler arasında yer alıyor.

CES 2018’de duyurulan HyperX Cloud Flight kablosuz oyuncu kulaklığı, sahip olduğu tasarımla Red Dot ödülüne layık görüldü. Kullanıcı rahatlığı göz önünde bulundurularak tasarlanan Cloud Flight, 30 saate kadar pil ömrü sunuyor. Bu süre oyunculara yönelik ürün piyasasında sunulan en uzun pil ömrü. Kapalı ve 90 derece dönebilen kulak bölümü ve HyperX hafızalı köpüğe sahip olan Cloud Flight, 50mm sürücüler ve 2.4 GHz yayın özelliğiyle oyunlarda etkileyici bir ses deneyimi oluşturuyor.

Red Dot ödülü kazanan HyperX Alloy Elite RGB oyuncu klavyesi ise sahip olduğu farklı özelliklerle dikkat çekiyor. Bunlar arasında renk ayarı yapma imkanı sunan NGenuity™ yazılımı da yer alıyor. Oyuncular üç farklı aydınlatma profilini klavyenin dahili belleğine kaydederek bu profilleri istedikleri her yerde kullanabiliyor. Sağlam çelik bir yapıdaki Alloy Elite RGB özel medya düğmelerine, ses ayarı için döndürülebilen büyük bir düğmeye, parlaklık, aydınlatma efektleri, oyun modu için hızlı erişim tuşlarına ve geçiş olanağı sunan USB 2.0 girişine sahip.



Ürün tasarımı kategorisinde ödül kazanan HyperX Pulsefire Surge RGB oyuncu mouse’unda beş adet özelleştirilebilir DPI ayarı bulunuyor. Oyuncular kendi tarzlarına göre 16.000 DPI’a kadar ayar yapabiliyor. Dahili bellek sayesinde kullanıcılar, aydınlatma ayarlarını ve efektleri üç farklı profile kaydedebiliyor, istedikleri yerde bu profilleri kullanabiliyor. 360 derecelik RGB ışık çemberini HyperX NGenuity yazılımıyla özelleştirmek mümkün. Sensör performansı ayarları, makrolar ve DPI ayarları gibi gelişmiş özelleştirme araçları da bulunuyor.

“Üç kategoride Red Dot Design ödülü kazandığımız için gururluyuz.” diyen HyperX Ürün Yönetimi Müdürü Baron Lee, sözlerine şöyle devam etti: “Tasarımdaki başarımızı, en iyi oyun aksesuarı markası olma hedefine ulaşmak için özenle çalışan HyperX ürün tasarım ekibine borçluyuz.”

Bir uluslararası tasarım yarışması olan Red Dot Ürün Tasarım Ödülleri 1955’ten bu yana düzenleniyor. Tüm dünyadan üreticiler ve tasarımcılar en iyi ürünlerini 48 farklı kategoride değerlendirmeye sokuyor. Katılımcıları değerlendiren jüri yalnızca en kaliteli tasarımları Red Dot Tasarım Ödülü’ne layık görüyor.

%50 kulaklık ses seviyesinde test edildi.

HyperX’e Ulaşabileceğiniz Adresler:

HyperX Hakkında
HyperX, oyuncular, bilgisayar üreticileri ve yetkili kullanıcılarına yüksek performanslı bileşenler sağlama amacı taşıyan dünyanın en büyük bağımsız bellek üreticisi olan Kingston® Technology Company, Inc.’in oyun bölümüdür. 15 yıldır HyperX’in amacı, oyun dünyasına ve ötesine, yüksek hızlı bellek, SSD, kulaklıklar, klavye, mouse, USB flaş sürücüleri ve mouse pad gibi oyuncular için oyun ürünleri geliştirmek oldu. Ödüllü HyperX markası, üstün konfor, estetik, performans ve güvenilirlik sağlayan ürünleri sürekli sunarak liderlik tahtasında adını üst sıralarda yazdırmakta. HyperX ürünleri, en zorlu ürün özelliklerini karşıladığı ve sınıfının en iyisi bileşenleri ile üretildiğinden dünya çapında profesyonel oyuncular, teknoloji meraklıları ve aşırı hız aşırtmacılarının seçimidir. HyperX dünya çapında 4 milyondan fazla kulaklık sattı.

21 Mayıs 2018 Pazartesi

CANNES EN İYİ YÖNETMEN ÖDÜLLÜ TONY GATLIF’TEN MELİKE ŞAHİN’E KLİP!..

Melike Şahin - Sevmek Suçsa Suçluyum

Kendine özgü yorumuyla alternatif müzik sahnesinde geniş bir dinleyici kitlesi bulunan Melike Şahin, “Sevmek Suçsa Suçluyum” isimli yeni şarkısını dinleyicileriyle buluşturdu.

Geçtiğimiz aylarda yine Sony Music etiketiyle yayınlanan “Deli Kan” isimli şarkısıyla büyük beğeni toplayan sanatçı; Yunan ezgileriyle bezeli umut dolu şarkısı “Sevmek Suçsa Suçluyum” ile müzikseverlere farklı bir lezzet sunuyor.

Sözleri Melike Şahin’e ait olan, bestesini ise Can Güngör’le beraber yaptıkları şarkının düzenlemesinde Can Güngör imzası bulunuyor.

ÖDÜLLÜ YÖNETMENDEN KLİP
“Sevmek Suçsa Suçluyum”un klibi; “Exils” filmiyle 2004 Cannes Film Festivali'nde “En İyi Yönetmen” ödülünü alan Fransız yönetmen Tony Gatlif tarafından çekildi.


Sirkeci Garı’nda, şarkının ruhuna uygun olarak neşeli bir atmosferde gerçekleşen çekimlerde sanatçıya otuz kadın oyuncu eşlik etti.

Daha önce Tony Gatlif’in son filmi “Djam”in film müzikleri albümünde de üç şarkı seslendiren Melike Şahin, Gatlif ile kendi klibi için bir araya gelmiş olmanın mutluluğunu şöyle ifade etti:

“Klibimi Gatlif gibi bir yönetmenin ellerine emanet etmiş olmaktan dolayı tarifsiz bir mutluluk içerisindeyim. Şarkıyı yazarkenki hislerimi klibe gayet şeffaf bir şekilde yansıttı. Sevmek Suçsa Suçluyum’un kedere düştüğümüz anlarda bize şifa olmasını, dayanışarak iyileşebileceğimizi hatırlatmasını diliyorum.”

Melike Şahin - Sevmek Suçsa Suçluyum

Melike Şahin kimdir?
Melike Şahin, 1989, İstanbul doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden 2012 yılında mezun oldu.

2011-2017 seneleri arasında BaBa ZuLa’ya Türkiye ve dünya turnelerinde vokalist olarak eşlik etti; Avrupa, Meksika, Hindistan ve Avusturalya'da 250'nin üzerinde konser verdi.

2017 Cannes Film Festivali'nde, Tony Gatlif'in son filmi Djam'in dünya prömiyeri öncesinde konser verdi ve filmin soundtrack albümü için üç şarkı seslendirdi.

2017 Kasım ayında, Sony Music Türkiye etiketiyle Deli Kan adlı teklisini paylaştı. Dinleyiciden büyük beğeni toplayan şarkının aranjesi Cihan Mürtezaoğlu’na ait.

Sanatçı 2018 baharını da “Sevmek Suçsa Suçluyum” adlı yeni teklisiyle selamladı. Aranjesi Can Güngör tarafından yapılan şarkının klibi dünyaca ünlü ödüllü yönetmen Tony Gatlif tarafından çekildi.

Melike Şahin - Sevmek Suçsa Suçluyum

PUBG MOBILE, 10 MİLYON GÜNLÜK KULLANICIYI GEÇTİ


Tencent ve PUBG Corp. dünya çapında büyük yankı uyandıran PlayerUnknown's Battlegrounds MOBILE’ın (PUBG MOBILE) Çin dışındaki ülkelerde 10 milyon günlük aktif kullanıcı sayısını geçtiğini açıkladı.

Tencent ve PUBG Corp., son derece popüler oyunun mobil sürümünü 19 Mart’ta App Store ve Google Play Store’da yayınladı. Aktif kullanıcı sayısındaki bu dönüm noktasının yanı sıra, PUBG MOBILE, 100’den fazla ülke ve bölgede en çok indirilen unvanını da elde etmeyi başardı. Bu performansa ulaşabilen en hızlı oyunlardan birisi ola PUBG MOBILE için birinciliği yakalamak bir haftadan kısa sürdü.

Yayınlandığı günden bu yana övgüler alan PUBG MOBILE, 2018 Google Play Ödülleri’nde “En İyi Çıkış Yapan Oyun” ve “En İyi Topluluk Oluşturan Oyun” kategorilerinde aday gösterilerek, iki kategoride aday olan tek oyun olmayı da başardı.

PUBG MOBILE geliştirici ekibi, PlayerUnknown’s Battlegrounds PC sürümündeki ana deneyimi mobile taşımaya odaklandı. Mobil için en iyi hâle getirilen kullanıcı arayüzü ile orijinal deneyim korundu. Ekip, oyunculara akıcı, sezgisel ve insanı saran bir deneyim yaşatmak için kontrollere ve oyunu mobile uygun hâle getirecek değişikliklere özellikle önem gösterdi. Geliştirici ekibi, oyuna her ay yeni içerikler eklemek için sıkı bir şekilde çalışmayı sürdürüyor.

Kısa süre önce PUBG MOBILE, oyuncularını Miramar savaş alanının iç daraltan arazisine taşıdı. Epik karşılaşmalar için tasarlanan geniş şehirlerin engebeli bir çölde yer aldığı Miramar, yüksek tempolu bir kapışmayı oyunseverlerin parmak uçlarına taşıyor. Mayıs Miramar güncellemesi hakkında daha fazla bilgi almak için PUBG MOBILE’ın Baş Tasarımcısı Jeff Kang’ın da yer aldığı videoyu aşağıdaki adresten izleyebilirsiniz.


PUBG MOBILE oyunculardan ve eleştirmenlerden çok sayıda olumlu yorum aldı. Geliştiriciler yüksek kaliteli içerikler hazırlayabilmek için oyuncularla etkileşim kurmayı sürdürüyorlar.


PlayerUnknown’s Battlegrounds hakkında
PC’de en çok oynanan oyunlardan birisi olan PlayerUnknown’s Battlegrounds, oyuncuların diğer 99 yarışmacıyla karşı karşıya geldiği ve silah arayıp, hayatta kalmak için savaştığı heyecan dolu bir battle royale oyunudur. PlayerUnknown's Battlegrounds hâlihazırda PC, Xbox One ve mobil cihazlarda oynanabiliyor.Oyun hakkında daha fazla gelişmeden haberdar olmak için oyunun resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

PUBG MOBILE ‘ı App Store ve Google Play’den ücretsiz olarak indirebilirsiniz.
Daha fazla bilgi için PUBG MOBILE resmi hesaplarını FacebookTwitter ve YouTube’da takip edebilirsiniz.

BİLKENT CENTER’DA RENKLİ KUTLAMA


Bilkent Center, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı renkli bir etkinlikle kutladı. AVM ziyaretçileri spor eğitmenleri eşliğinde zumba yaptı.

Bilkent Center’ 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı için özel bir etkinlik düzenledi. AVM’yi dolduran ziyaretçiler Sport Internatonal’ın spor eğitmenleriyle eğlenceli bir aktvitede buluştu. 

Alanında uzman spor eğitmenleri eşliğinde zumba yapan ziyaretçiler, bir yandan eğlendi diğer yandan da spor yapmanın tadını çıkardı. 

Eğlencenin en yakın takipçileri yine çocuklar oldu. Aileleriyle birlikte etkinlik alanına gelen çocuklar, sporun daha çok sevilmesi için yapılan organizasyonda en çok eğlenenler arasındaydı. 

Minikler etkinlik sonuna kadar dans etti.






Ramazan'da diş bakımınızı ihmal etmeyin


Diş Hekimi Sibel Seven Ramazan'da oruç tutanlara ağız ve diş bakımı hakkında önemli hatırlatmalar yaptı. Dt. Seven, diş plağı oluşumuna karşı "Sahur ve iftardan sonra mutlaka dişler fırçalanmalı, ara yüz temizliği ve gerekirse antiseptik gargara ya da tuzlu su ile gargara yapılmalıdır" dedi.
Ramazan ayında beslenme kadar ağız bakımının da önemli olduğunu vurgulayan Diş Hekimi Sibel Seven, dişlerin, fırçalamanın yanı sıra tükürük salgısı tarafından da korunduğunu belirtti. Sahur ve iftar arasında oruç tutanların dişlerini fırçalayamaması ve bir şeyler yiyip içememesi nedeniyle tükürük salgısının azalmasından dolayı diş plağı oluşumunun artabileceğini anlatan Dt. Seven, şu bilgileri verdi:
"Sahur ve iftardan sonra mutlaka dişler fırçalanmalı, ara yüz temizliği yapılmalı ve gerekirse antiseptik gargara ya da tuzlu su ile gargara yapılmalıdır. Ramazan'da ağızda görülen en büyük sorun ağız kokusudur. Ağız kokusuna da ağızda bulunan mevcut çürükler ve tartar varlığı, solunum yolları enfeksiyonları, karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları gibi nedenler yol açabilir. Açlık da ağız kokusunu tetikler. Öncelikle ağız kokusuna yol açabilecek sistematik rahatsızlıklar çözümlenmeli, çürük ve tartarlar ortadan kaldırılmalıdır."
“DİŞLER EN AZ 2 DAKİKA FIRÇALANMALI”
Ağız kokusuna karşı alınabilecek önlemlerden de bahseden Dt. Seven, şu önerilerde bulundu:
"Günlük ağız temizliği sahur ve iftardan sonra mutlaka yapılmalıdır. En az 2 dakika dişler fırçalanmalı ve ara yüz temizliği yapılmalıdır. Sıcak havalardan dolayı soğuk ve asitli içeceklere çok ihtiyaç duyarız. Ancak bunlar mide ve boğaz enfeksiyonuna neden olabileceğinden ağız kokusunu artırır. O nedenle bunlardan uzak durulmalıdır. Şekerli ve karbonhidratlı gıdalardan uzak durulmalıdır. Ağız bakımında diş fırçalama çok önemlidir. Yüzde 80 ağız kokusunu önler. O nedenle mutlaka dişler fırçalanmalıdır. Antiseptik gargara ya da tuzlu su ile gargara yapılmalıdır. Sahur sırasında maydanoz ve nane tüketimi hem sindirime yardımcı olur hem de ağızda hoş bir tat bırakır. Antibakteriyel etkisi nedeniyle yeşil çay tüketilebilir. Ağız kuruluğu çok fazla ise sahur tamamladıktan sonra ağız bakımı yapılıp, yatmadan önce suni tükürük jelleri kullanılabilir."

Yarının Kadın Yıldızları Sahnede


TSKB işbirliğiyle İstanbul Müzik Festivali kapsamında hayata geçirilen “Yarının Kadın Yıldızları: Genç Kadın Müzisyenler Eğitim Destek Fonu”nundan yararlanmaya hak kazanan genç müzisyenler sahneye çıkıyor. 28 Mayıs Pazartesi günü Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da Türkiye’nin ilk “harika çocuğu” İdil Biret’in de onur konuğu olacağı konserin gelirleri Genç Kadın Müzisyenler Destek Fonu’na aktarılacak.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) işbirliğiyle, İstanbul Müzik Festivali’nin 46. yılında hayata geçirilen “Yarının Kadın Yıldızları” eğitim destek fonundan dünya sahnelerinde ülkemizi temsil edecek 14 genç kadın müzisyen faydalanacak. 28 Mayıs Pazartesi günü Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da gerçekleşecek konserin gelirleri, Genç Kadın Müzisyenler Destek Fonu’na aktarılacak.

Saat 20.00’de başlayacak konser öncesinde düzenlenecek, “Konsere Doğru Etkinlikleri” -kapsamında ise yazar Yekta Kopan moderatörlüğünde, Trakya Tıp Fakültesi öğrencisi ve kök hücre araştırmacısı İnci Kadribegiç ile Yale Üniversitesi öğrencisi ve Nobel’e İlk Adım Fizik Ödülü sahibi Zeynep Karacan kişisel başarı hikâyelerini anlatacak.

“Fırsat eşitliğinin sadece ekonomik değil sosyal boyutunu da çok önemsiyoruz”
1990 yılından bu yana İstanbul Müzik Festivali'nin destekçileri arasında yer alan TSKB, kadının güçlenmesi yönündeki sosyal sorumluluk faaliyetleri kapsamında Yarının Kadın Yıldızları projesinde eğitim destek sponsoru olarak yer alıyor.

Projeyi değerlendiren TSKB Genel Müdür Yardımcısı Yetkin Kesler fırsat eşitliğinin TSKB için bir kavramdan çok daha fazlası olduğunu ifade etti. Kesler sözlerine şöyle devam etti: “Fırsat eşitliği konusunu çok boyutlu şekilde ele almak gerektiğine inanıyoruz. Bu anlayışla bankamızda da fırsat eşitliğini gözetiyoruz. Bankacı çalışanlarımızın ve yönetim kadrolarımızın yüzde 55’i kadınlardan oluşuyor. Ayrıca “Kadın Dostu Kredi” programımızla son bir yılda finansman sağladığımız firmalarda kadın istihdamının yüzde 15, kadın dostu uygulamaların ise yüzde 30 seviyesinde artmasına destek verdik.”

Kadın istihdamının sadece ekonomik değil, sosyal boyutunu da çok önemsediklerinin altını çizen Kesler, Yarının Kadın Yıldızları projesinin de bu anlayışın bir sonucu olarak ortaya çıktığını belirtti. Kesler bu konuda TSKB’nin diğer projelerini ise şöyle anlattı: “Türk Eğitim Vakfı ile işbirliği ile hayata geçirdiğimiz ve üniversite öğrencisi genç kızları desteklediğimiz “Eğitimden Üretime” isimli burs fonu bizi çok heyecanlandıran bir diğer projemiz. Öte yandan WEP’s’in Türkiye’deki ilk imzacılarından biriyiz. Bu alandaki politika ve süreçlerimizle, KAGİDER Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) sertifikasını da almaya hak kazanmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”

Genç kadın müzisyenler Yarının Kadın Yıldızları projesiyle hayallerinin peşinde
Genç Kadın Müzisyenler Eğitim Destek Fonu’yla, yurtdışında eğitimini sürdürmek veya bir ustalık sınıfında yer almak, yarışmalara veya orkestra seçmelerine katılmak ya da iyi bir çalgıya sahip olmak isteyen 14 genç kadın müzisyen destekleniyor.

Eğitim Destek Fonu’ndan yararlanmaya hak kazanan müzisyenler:
Alara Acar - Arp
Aslı Su Kurtuluş - Flüt
Deniz Ayşe Birdal - Viyolonsel
Deniz Su Polat - Viyola
Ezgi Göktürk - Piyano
Ezgi Sarıkçıoğlu - Keman
Ezgi Su Apaydın - Keman
Gizem Sözeri - Kontrbas
Gülin Ataklı - Obua
Güneş Hızlılar - Arp
İdil Yunkuş - Keman
Ramona Kemmer - Piyano
Sesim Bezdüz - Keman
Ülker Tümer – Viyolonsel

Konser Programı:
18.30-19.30 Konsere Doğru @Demir Demirgil Tiyatro Salonu - Boğaziçi Üniversitesi
Yekta Kopan moderatörlüğünde Zeynep Karacan ve İnci Kadribegiç’in kişisel başarı hikâyeleri.
20.00Konser @Albert Long Hall - Boğaziçi Üniversitesi
Marcel Grandjany : Arp için Rapsodi
Claude Debussy : Danse sacrée et danse profane
Francis Poulenc : Piyano ve Obua için Sonat, FP 185
Sergei Rachmaninov : Bir Corelli teması üzerine çeşitlemeler, op. 42 /İdil Biret
Johannes Brahms : Piyanolu Dörtlü No.1, op.25

Bülent Ortaçgil - Bu Su Hiç Durmaz

Bülent Ortaçgil’in hayatına ve müziğine dair merak edilenlerin yer aldığı ve Mahmut Çınar’ın kaleme aldığı Bu Su Hiç Durmaz kitabı İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlandı.

Çocukluğundan itibaren ilgi duyduğu müziğe lise yıllarında kurdukları ilk amatör müzik grubu Damlalar’la başlayan Ortaçgil, fakülte yıllarında “Anlamsız” isimli kırkbeşliğini çıkardı. 1974’te de ilk albümü “Benimle Oynar mısın”ı kaydetti.

Bu albümden sonra müzik kariyerine on yıl ara veren Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok ile birlikte Çekirdek Sanatevi’nde tekrar çalmaya başladığında bir karar aşamasındaydı. Ara verdiği yıllarda da bütünüyle müzikten kopmayan Ortaçgil, kimya mühendisliğini bırakarak tercihini müzikten yana yaptı. Sonrasında “Pencere Önü çiçeği” (1986), “2. Perde” (1990) albümleriyle dinleyicileriyle buluştu.

Bülent Ortaçgil, dinleyicilerin Türkiye’nin hızlı dönüşüm yıllarında daha sabit adresler aradığı zaman müzikte rastladığı insanlardan biri. İşindeki titizliğe, müzikteki tutarlılığına karşın “Ben müzikal performansı bir kusursuzluk abidesi olarak görmüyorum” diyecek kadar da mütevazı.

Müzikal kaliteyle tiraj arasında her zaman doğrudan bir ilişki olmadığının en iyi örneklerinden biri Bülent Ortaçgil’dir. Müziğin popülerlik rüzgârına yelken açtığı yıllarda bile müzik kalitesini hep belli bir seviyede sürdürmeyi tercih etti. Bu da müzikal beğeninin giderek tek şarkılık çıkışlara dönüştüğü yıllarda bile albümündeki bütün şarkılarını dinletmeyi sağladı.

“Şarkılarımın yorumunda insanlara bir pencere açmak ya da onları kısıtlamamak gibi doğal olarak gelişen bir tarzım var. Bir şarkı ne kadar açık pencere taşırsa o kadar fazla anlamlandırabiliyor insanlar onu.” Bu doğallıktan ve çok yönlü bakmaktan olsa gerek dinleyicileri onu hiç yalnız bırakmadı.

Kitaba adını veren “Bu Su Hiç Durmaz”’ı Bülent Ortaçgil şöyle açıklıyor: “Bu Su Hiç Durmaz”da ben bir hüzün alırım. Her şey devam eder, su yine akar, yine gider ve hayat sürer. Sen de istediklerini yapamayabilirsin ama hayat aktığı için onunla beraber akarsın. Bir tür kabulleniş hüznü... Hayatta her zaman bir devinim vardır. Su zaten benim için bir hareket sembolü, o hareketin içinde sen de yürür gidersin. Bazen bir şey yapamazsın, bazen yaparsın. Bazen yaşar, bazen kaybolursun. Bazen başarırsın, bazen başaramazsın.”

Mahmut Çınar bu kitapta okuru, Bülent Ortaçgil’in çocukluğundan aile ilişkilerine, gündelik hayatından müzik çalışmalarına, içinde yaşadığı dönemin ve bugünün sosyal siyasal koşullarından gelecek tasavvuruna kadar bir nehrin akışını andıran hayat hikâyesiyle buluşturuyor.

Mahmut Çınar Kimdir?

Tatvan’da doğdu. İlkokulu aynı şehirde, ortaokul ve liseyi Antalya’da bitirdi. Ankara Gazi Üniversitesi’nde başladığı felsefe eğitimini son yılında bırakarak Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın-Yayın Bölümü’ne girdi. Öğrencilik yıllarından itibaren aktif olarak muhabirlik ve editörlük yapan Çınar’ın o yıllarda çeşitli dergi ve gazetelerde haberleri ve yazıları yayımlandı, söyleşileri ve televizyon programları ödüllere değer görüldü. Daha sonra yüksek lisans ve doktora eğitimine aynı bölümde devam etti. 2007 yılında araştırma görevlisi olarak girdiği Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 2008 yılında öğretim görevlisi oldu ve bu görevi 2016’ya dek sürdürdü. Temel gazetecilik alanlarının yanı sıra medya tarihi, medya ve milliyetçilik, medyada ayrımcılık ve nefret söylemi gibi konulara eğildi, bu konularda yurtiçinde ve yurtdışında dersler ve konferanslar verdi, konuşmalar yaptı. Uluslararası projelerde görev yapan Çınar, insan hakları konusunda yürütülen sivil toplum çalışmalarında danışman, eğitmen ve katılımcı olarak aktif biçimde yer aldı, alıyor. Editörü ve yazarı olduğu “Medya ve Nefret Söylemi: Kavramlar, Mecralar, Tartışmalar” adlı kitap Aralık 2013’te Hrant Dink Vakfı Yayınları’ndan çıktı. Proje koordinatörü ve yazarlarından biri olduğu “Ayrımcı Dile Karşı Habercilik Kılavuzu” ise P24 Medya Kitaplığı etiketiyle 2015’te yayımlandı.

Müziğe olan ilgisi çocukluk yıllarında başlayan Çınar, kendisini “iyi ve özenli bir dinleyici” olarak nitelendiriyor. Müzikle şarkı yazarı ve icracı olarak da ilgilenen yazarın ilk teklisi “Satır Satır”, Pasaj Müzik etiketiyle Şubat 2017’de yayınlandı. Ardından çok sayıda şarkıya imza atan Çınar’ın ilk albümünün önümüzdeki aylarda raflarda olması planlanıyor.

Mahmut Çınar ayrıca 2015’ten bu yana Uluslararası İzmir Edebiyat Festivali’nin editörlüğünü üstleniyor.

Arka Kapak

“Bu Su Hiç Durmaz’da ben bir hüzün alırım. Her şey devam eder, su yine akar,
yine gider ve hayat sürer. Sen de istediklerini yapamayabilirsin ama hayat aktığı
için onunla beraber akarsın. Su zaten benim için bir hareket sembolü, o hareketin içinde sen
de yürür gidersin. Bazen bir şey yapamazsın, bazen yaparsın. Bazen yaşar, bazen
kaybolursun. Bazen başarırsın, bazen başaramazsın... ”

Benim o stüdyoya girişimle çıkışım farklıydı. Şarkı bittiğinde , “Biri beni anladı” dedim. Sanki
Bana yazılmış gibi... O şarkıyla, bu çocuksu vehme kapılmayacak yoktur sanırım. Bütün
hücrelerimle Bülent’in ne kadar derin ve hakiki bir kaynaktan döküldüğünü idrak ettim. Bu
yüzden, istediği kadar görünmez olmaya çalışın, imkânsız. Öz’den söz ediyorum ezcümle...

Sezen Aksu

Bir de Yağmur var... Aşkı tane tane anlatan Yağmur. Hüznü damla damla akıtan.
Dertlenmeyi öğreten, diklenmeyi belleten. “Her şey olur, her şey büyür, her şey geçer,
hayat kalır ” yazılı bir muskayı, ömür boyu göğsümüzde taşımamızı sağlayan Yağmur.
Ortaçgil, denizden esen bir rüzgardır.

Yekta Kopan

Dinlediklerim hayatı anlatıyordu, bazen Şık Latife’deki gibi, doğrudan, bazen de şiir
gibi. O zaman hayalimde sürrealizme çalan resimler canlanırdı. En çok, Eski Defterler’de
dinleyeceğimiz Değirmenler’de bu hisse kapıldım herhalde.

Banu Güven

İnsan olmanın çelişkisi duydum Ortaçgil’den ve ufak ufak çözmeye başladım düğümlerimi.
Her şarkısını başka vurguyla, bir daha ve bir kez daha dinledim, izledim, okudum.

Jehan Barbur

Ortaçgil dinlendiğinde, şarkıların derin bir lirizmi yani özel bir heyecan ve coşkuyu imlediği
söylenebilir. Dinleyicilerini belki de en çok etkileyen özelliklerden biridir bu. Bu lirikler
yoluyla hep kendi açıklarını, çıkmazlarını, ikilemlerini yakalar dinleyici. Tabii ki bu sorunlar,
kentli bireye ve ilişkisizliklerine” dairdir. Aşk, bu şarkılarda ancak böyle nefes alıp
verebilir.

SALT Beyoğlu’nda Uzun Perşembe VANISHING GRADIENT


Perşembe Sineması gösteriminin ardından c / a, İskeletor ve Saint Aegean Heart’tan canlı elektronik müzik performansları31 Mayıs, 20.30, Açık Sinema'da...

Makine öğrenimi algoritmaları genellikle hatalar ve olası kayıpların en aza indirilmesi amacına dayanır. Yapay sinir ağlarının gradient descent [meyilli azalım] algoritmasıyla eğitiminde karşılaşılan güçlüklerden biriyse vanishing gradient [ufuk gradyanı] problemidir. Bir “kayıp ve dönüşüm” olgusu olarak bu problemden adını alan performans programı, c / aİskeletor ve Saint Aegean Heart’ı ilk kez SALT Beyoğlu’ndaki Açık Sinema’da bir araya getirecek. Eklektik seslendirmelerden hibrit müzikal canlandırmalara, katılımcıların izleyiciliğin ötesinde etkileşimli bir ağ olarak ilişkileneceği performanslar, doğal ve yapay, işitsel ve görsel, gerçek ve gerçeküstü gibi kavramların müziğin soyutluğunda meyilli olarak yok olmasını amaçlıyor. Atay İlgün ve Caner Bozkurt tarafından programlanan Vanishing Gradient herkesin katılımına açık.

Perşembe Sineması programında, 1986 yapımı Survival of a Small City [Hayata Tutunan Küçük Şehir] belgesel filmi yer alıyor. Performanslar öncesinde Açık Sinema’da gerçekleştirilecek altyazılı gösterim saat 19.00’da başlayacak.

Devamlılık Hatası kapsamında yürütülen ve temsilî bir “üretim bandı” çevresinde sergi süresince istihdam edilen beş kişi ve mekâna gelenlerin diyaloglarıyla şekillenen İşsiz İşçiler-sana yeni bir iş buldum! (2006-2018) performansı 19.00’a kadar Forum’da. Aydan Murtezaoğlu ve Bülent Şangar’ın bu ortak çalışmasıyla başlayan serginin devamı ikinci ve üçüncü katlara yayılıyor.

Uzun Perşembe’de ayrıca, SALT Beyoğlu’ndaki Mutfak ile Robinson Crusoe 389 kitabevinin yanı sıra, SALT Galata’da yer alan Tanımsız Hizmetler Bürosu sergisi 22.00’ye kadar açık.

c /a ses, görsel ve karma gerçeklikle deneyler yapan ve çoğunlukla yapay zekâdan yararlanan türler dışı ikili.

İskeletor Kerem Sevinçli’nin 2013’te başlattığı, doğaçlama ses ve bas eksenli solo müzik projesi.

Saint Aegean Heart müzikal programlama dilleri ve elektronik devre tasarımlarıyla ritim eğilimli deneysel kompozisyonlar üreten proje.